Hakan Besnili : Söyleşi

Hakan Besnili : Söyleşi

Değerli okurlarımız, bu ay sizlere Doğuş Turizm D-Hotels and Resorts Mühendislik Hizmetleri Direktörü Sn. H. Hakan Besnili ile gerçekleştirdiğimiz söyleşimizi sunuyor, yoğun temposunda bize zaman ayırdığı için çok teşekkür ediyoruz.

Sayın Hakan Besnili, sizi tanımak isteriz, kısaca kendinizden bahseder misiniz?

1988 yılında Yıldız Üniversitesi Makine Mühendisliği Enerji Bölümünden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesinde İşletme üzerine MBA yaptım.

1984 – 1995 Yılları arasında kendi aile şirketimizde çalıştım. Sonra; profesyonel iş hayatına 1995 – 1999 yılları arasında Anadolu Holding’in Isuzu markası adı altında Otomotiv Servis Geliştirme Bölümü ve sonrasında metal işlete tezgahları satış ve servisi ile devam ettim.

1999 yılında Otel sektöründe Teknik Müdür olarak başladım. Sırasıyla Radisson SAS Conferance & Airport Hotel, Holiday Inn & Crowne Plaza İstanbul Otelleri, Grand Hyatt & Park Hyatt İstanbul otellerinin Teknik Servis Direktörlüğü pozisyonlarında çalıştıktan sonra Shangri-La Bosphorus otelinin açılış öncesi Teknik Servis Direktörlüğünü yaptım.

2013 yılında daha önce Teknik Servis Direktörlüğünü yaptığım Grand Hyatt Istanbul ve Park Hyatt Istanbul otellerinin mal sahibi Doğuş Turizm Grubu Merkez ofisinde Mühendislik Hizmetleri Direktörü olarak çalışmaya başladım ve halen grubun otel yatırımları ve teknik işletmeciliği bölümüne Grubun yurtiçi ve dışında toplam 14 oteline destek vererek kariyerime devam etmekteyim. İş Güvenliği Uzmanı ve Bina Enerji yöneticisi belgelerine sahibim.

Bize sizi tanımlayacak özelliklerinizi anlatırmısınız.

Üretim ve pazarlama işlerinde faaliyet gösteren aile şirketimizde çalışmanın getirmiş olduğu olaylara çok yönlü bakma özelliğimin şu an yaptığım işlerde bana çok yararlı olduğunu söyleyebilirim. Uluslararası zincir otellerde çalışmam her zincirin farklı uygulaması ve standardı olması nedeniyle ayrı bir bilgi birikimine sahip olmama yardımcı oldu. Otel operasyonunda çalışmış olmam otellerden gelen talepleri ve gerekliliklerini daha iyi bir şekilde analiz edebilmeme ve anlayabilmeme, bunun sonucunda sahada operasyonda çalışan arkadaşlarımıza daha iyi destek olabilmeme yardımcı oluyor. Çözümlerin uzun süreli ve kesin sonuç verici olmasına benim için önemli bir kriter.

Türk Tesisat Sektörünü nasıl görüyorsunuz düşüncelerinizi merak ediyoruz.

Türk tesisat sektörünün “sektörel” olarak gelişmesi gerektiğine inanıyorum. Yani bir otel projesi yapmak için sadece mühendislik bilgisi yetmiyor, otel operasyonu gereklilik ve uluslararası zincir otellerin standartlarının bilinmesi de bence çok önemli. Aynı konu AVM projeleri, hastane projeleri için de geçerli. Hiç otel projesi yapmamış bir mühendislik firmasının otelcilik için önemli birçok kriteri göz önüne alınmadan yaptığı projelerde misafir konforu yönünde sorun yaşanılması kaçınılmaz bir sonuç. Uluslararası bir otelin pazarlama ağına katılması durumunda ise zincir otelin standartlarının yerine getirilmesi için birçok revizyon gerekiyor ki bu da bitmiş bir tesiste çok kolay olmuyor.

Operasyonu anlamak diyorsunuz, açıklarmısınız…

Mühendisliğin ana kriterlerinden biri olan diversite faktörünün (eş zamanlı kullanım) iyi yorumlanmasını örnek olarak verebiliriz. Kullanım suyu için hidrofor hesaplamasında standart diversite faktörü kullanıldığında, otelin grup toplantısında ve % 100 dolu olduğu durumlarda toplantı programına göre herkes aynı saatte odalarına çıkıp aynı saatte banyo yapabileceği göz önüne alınamıyor. Hidrofor kapasite hesaplamalarına baktığımızda yatak sayısına bağlı olarak eş zamanlı kullanım faktörünün (diversite) 0,3-0,4 arasında olduğunu görüyoruz. Yani otelin %100 dolu olduğu ve herkesin aynı anda su kullanmaya başlaması durumunda 0,4 diversite faktörüne göre kapasitesinin %40’ının aynı anda su kullanacağı kabulüyle su basıncı ve su sıcaklığında dalgalanmalar yaşanıyor. Otel açıldıktan sonra bu sorunun çözülmesi neredeyse imkânsız hale gelmekte.

Başka bir örnek olarak birden fazla sayıda toplantı salonunu besleyen ortak taze hava santralindeki diversite faktörünü verebiliriz. Toplantı salonlarının tam kapasite ve hepsinin aynı anda kullanılması durumunda gerekli taze havanın sağlanamamasına bağlı olarak doğru şartlandırma yapılamayacaktır. Böylece misafir memnuniyeti için gerekli olan konfor ortamının sağlanması imkânsız hale gelecektir.

Tüm projelerde mimari, statik, mekanik ve elektrik disiplinleri şu anda birlikte çalışıyorlar sizce istenilen noktada mıyız?

Maalesef bu sorunuza hayır cevabını vereceğim. Öncelikle her disiplin kendi önceliklerini ön planda göstermeye çalışıyor ve bu adeta bir yarış haline geliyor. Tesisat için gerekli teknik bölüm alanı hesaplanması için Mekanik ve Elektrik disiplinler kendilerini garanti altına almak adına fazla m2 talep ediyorlar, sonucunda teknik hacimler büyük tasarlandığı için verimsiz boş alanlar kalmakta ve sonrasında bu boş alanlar depoya çevrilmekte. Yani depolamanın yapılmaması gereken yerler depo alanına dönüyor.

Mimari disiplinler ise görselliği ön plana çıkarttığı için tavan arasında kalan teknik ekipmanlara bakım ve müdahale için gerekli müdahale kapaklarına yer vermiyorlar. İşletme daha sonra bu ekipmanlara gerekli bakımı ve müdahaleyi yapamıyor, haklı olarak gerekli müdahale kapaklarını açarak ek iş ve ek maliyetlere katlanılmak zorunda kalınıyor.

Elektrik- mekanik ve Mimari projelerin süperpozesine (çakıştırılmasına) gerekli önemi vermiyorlar, uygulama esnasında gereksiz detaylar ve revizyon ihtiyaçları ortaya çıkıyor.

Öyle projeler gördüm ki proje çakıştırılması yapılmadığı için fan-coil’in filtresinin nereye geleceği hesaplanmadığı için basit bir filtre temizliği için neredeyse tüm tavanı açmak gerekebiliyor. Pislik tutuculara ulaşım imkânı olmuyor. Fan-coil üfleme menfezinin hemen önüne yangın algılama dedektörü konabiliyor ki proje aşamasında bunun önüne geçilebilir.

Projelerinizde ısıtma soğutma sistemlerini nasıl çözüyorsunuz

Isıtma-soğutma sistemlerinin projelendirilmesine tesisin hangi şartlarda çalışacağı, kaç ay açık kalacağı, kısmi olarak çalıştırılmasının gerekip gerekmediği, doluluk oranının hangi oranlarda ön görüldüğü ve bölgenin mevsimsel koşullarını gibi faktörleri göz önüne alarak sistem seçimine karar vermeye çalışıyoruz. Eğer şehir oteliyse mevsim geçişlerini de göz önüne alarak 4 borulu fan coil sistemi, Resort oteli ise 2 borulu fan coil sistemi olarak yapılıp yapılamayacağı ya da 4 borulu fan coil sistemi gerekip gerekmediği, farklı bloklarda oluşan bir tesis olması durumunda kısmi olarak çalıştırılma ihtimalinin olup olmadığı, VRF-VRF sistemi gibi sistemin kullanılıp kullanılamayacağı, bölgedeki su birim fiyatına ve konum müsaitliğine göre su soğutmalı ya da hava soğutmalı merkezi su soğutma sistemlerinden hangisinin kullanılabileceği, hangisinin daha verimli ve işletme maliyeti açısından avantajlı olacağı gibi faktörleri göz önüne alarak seçim yapıyoruz.

Projelerinizde yenilenebilir enerji sistemleri kullanıyormusunuz, mesela gri su veya yağmur sistemi toplaması veya ısı geri kazanımlı cihazlar gibi…

Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılıp kullanılamayacağı daha çok otelin lokasyonuna, kullanım alanının mümkün olup olmadığına, proje boyutlarına (binanın enine bir yapı olması ya da dikine bir yapı olmasına) bölgenin yağış oranlarını değerlendirerek karar vermeye çalışıyoruz. Daha çok güneş enerjisinden sıcak su elde edilmesi, ısı pompalarının kullanılmasını uygulayabiliyoruz. Isı geri dönüşümlü klima santralleri de kullanabildiğimiz cihazlar kısmına giriyor.

Enerji verimliliği hakkında ne düşünüyorsunuz ve projelerinizde neler yapıyorsunuz…

Yönetim bilimcisi Peter Drucker’a atfedilen “Ölçemezsen yönetemezsin” veya “Ölçemediğin şeyi yönetemezsin” veya “Ölçemediğiniz hiçbir şeyi kontrol edemez, kontrol edemediğiniz hiçbir şeyi yönetemezsiniz”

Aynı sözün Ünlü matematikçi ve Fizikçi William Thomson Lord Kelvin’den alındığı ileri sürülen “Ölçmek bilmek demektir” varyasyonu, ya da yazar James Harrington’ın “Ölçemezseniz anlayamazsınız. Anlayamazsanız kontrol edemezsiniz. Kontrol edemezseniz daha iyiye götüremezsiniz” sözlerinin enerji verimliliğinin temel ilkelerini temsil ettiğine inanıyorum. Bu sebeple tesislerde iyi bir ölçümleme yapmak enerji verimliliğinin analizinin yapılması açısından çok önemlidir. Sonrasında nasıl bu tüketim rakamlarını tesislerde konfor şartlarını bozmadan iyileştirebileceğimizi araştırmak, yapılacak yatırımın sadece çevresel etkisini göstermekle kalmayıp, yapılacak yatırımın karlılığa etkisini de göstermek yatırımcıyı her zaman daha çok cezbedecektir.

Bu sebeple tüketim noktalarının ayrı ayrı ölçebileceğimiz enerji analizörlerinin tüm elektrik panolarına uygulanması çok önemli.

Enerji verimliliği uygulamasına bir örnek vermek gerekirse; şehir otellerimizin birinde soğutma, chiller ve su soğutma kuleleri vasıtasıyla yapılmakta idi. Havaların geçtiğimiz yıllara göre daha ılıman geçmesi sebebiyle soğutma sistemlerinin kışın daha uzun süreli çalıştırılması ihtiyacı doğdu. Ancak kısmi yüke bağlı olarak düşük kapasitelerde ve çok dur- kalklı çalışmayı hem chillerlerin ömrü açısından hem de enerji verimliliği açısından uygun görmeyerek mevcut 1 adet chillerin %35 kapasitesinde hava soğutmalı chiller’i sisteme ilave ederek sistemin daha verimli çalışmasını sağladık.

Akıllı binalar hakkında neler düşünüyorsunuz, otomasyon sistemleri hakkında neler söylemek istersiniz.

Akıllı binaların en önemli hedefi binalarda enerji verimliliğini arttırmak ve kullanıcı konforunu en üst düzeyde tutmak ve harcanan enerjiyi minimum düzeyde tutmaktır.

Enerji verimliliğinin sağlanabilmesi açısından bina otomasyon sistemleri çok önemli bir rol oynamaktadır.

Bu sistemler vasıtasıyla çalışan sistemlerin eş yaşlandırmasını çok rahatlıkla yapabilir, bakım periyotlarını sistemlerin çalışma sürelerine göre ayarlayabilir, tüm bina sistemlerini tek bir ekrandan kontrol edebilirsiniz. Bu kriterler tesis teknik yönetimi açısından çok önemlidir. Bu nedenle günümüz şartlarında bina otomasyon sistemi olmayan bir bina düşünemiyorum.

Yeni tasarladığımız ya da renovasyona girdiğimiz binalarda artık oda aydınlatma sistemini varlık sensörüne dayalı olarak yapıyoruz. Yani misafirin odada olduğunu algılayıcı varlık sensörleri vasıtasıyla misafir odadayken odanın konfor şartlarını en üst seviyeye çıkartıyoruz, misafir odadan ayrılır ayrılmaz, odayı konfor şartlarından çok uzaklaşmamak şartıyla uyku moduna geçiriyoruz. Genelde misafir odaya girdiğinde oda kartını energy saver dediğimiz kart yuvasına sokarak odanın enerji sistemi aktif hale gelmekte, odadan ayrılırken ise kartını buradan çıkartarak odanın enerji sisteminin uyku moduna geçmesi sağlıyor. Bazen misafirler odadan ayrılırken energy saver yuvasındaki kartını bırakarak odadaymış gibi odada ki aydınlatma ve soğutma/ısıtma sistemini aktif halde bırakarak gidebiliyordu. Günümüz şartlarında varlık sensörü vasıtasıyla bunun önüne geçilmiş oluyor.

Meslekte, elinizde bir sihirli bir güç olsa gerçekleştirmek istediğiniz nedir.

Öncelikle hiçbir estetiği olmayan çatılara konulan sıcak su güneş paneli ve su depolarını görüntü kirliliğini önlemek amacıyla kaldırmakla başlardım. Aynı sistemler yurt dışında da uygulanıyor ancak hiçbiri ülkemizdeki kadar çirkin gözükmüyor. Depolarının çatı altına alınmasını, panellerin ise çatıya daha uyumlu olmasını sağlayarak bu görüntü kirliliğine mani olunabilir.

Sonrasında verimliği olmayan ekipman ve sistemler için bir alt limit koyar bu limitin altında hiçbir cihaz ve sistemin satılmasına ve kullanılmasına engel olurdum.

Son olarak da elektrik üretimi için fotovoltaik güneş enerjisi sistemlerinin tüm binalar için, tüm kırsal kesimler için kullanılır olmasını sağlardım.

Bu söyleşi için Sayın Hakan Besnili’ye çok teşekkür ederiz.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

123. Sayımız Yayında.