TEKNOLOJİ YÖNETİMİ VE REKABET |
Bir önceki sayıda ‘Teknoloji Yönetimi’nden detaylıca bahsetmiştim, burada da kısaca değinmek isterim. Teknoloji Yönetimi; işletmeye, teknolojik alanda üretim teknolojisi, ürün teknolojisi ve yönetim teknolojisi konularında sürekli bir öğrenme, geliştirme ve gelişen teknolojileri takip edebilme yeteneği kazandırmaktadır. Bu da meydana gelebilecek iç veya dış değişiklikleri önceden tahmin etme ve bu değişikliklere en kısa sürede adapte olma yeteneği sağlamaktadır. Bu sebeple rekabet üstünlüğünü ele geçirmeye yönelik özel bir strateji yönetim süreci olarak da ifade edebiliriz.
Günümüzde küreselleşme ile birlikte içinde bulunduğumuz teknoloji çağında çok hızlı bir gelişme yaşanmaktadır. Teknolojik değişim hızındaki bu artış sonucu, mevcut teknolojilerin yaşam ömürleri kısalmakta ve yerlerini daha gelişmiş yeni teknolojiler almaktadır. Bu sebeptendir ki değişen dünyanın takip edilebilmesi için işletme açısından teknoloji yönetimi konusu önem kazanmaktadır.
Yüksek teknolojinin hızla gelişmesi ve artan uluslararası rekabet küresel ekonomilerdeki yapısal değişimin nedenleri arasındaki en önemli etken olarak görülmektedir. Buna göre rekabet; teknolojik gelişmeye neden olmakta, geliştirilen yeni teknolojiler yeni fırsatlar doğurmakta, işletmeler değişen talebi karşılayabilmek için yeni mamuller veya mevcut mamulleri geliştirmektedirler. Genel olarak ekonomide yaşanan değişim ve dönüşümler büyük ölçüde teknolojik ilerlemeye bağlıdır (Şimşek & Akın, 2003:106). Özetle, rekabet ve teknoloji iç içe girmiş ve birbirini pozitif olarak etkileyen kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Rekabetçi Üstünlük kavramı bir işletmenin daha iyi müşteri değeri yaratarak rakipleri karşısında piyasada avantaj kazanması anlamına gelmektedir. Rakiplere göre özgün bir güç sağlayan ve kalite, tasarım, maliyet, zaman gibi bir boyutta üstünlük sağlayan farklılıktır. Rekabetçi üstünlük kazanmanın birçok yöntemi bulunmaktadır. Rakipler karşısında fiyat ve kalite avantajı elde etme, rakiplerinden önce müşteri değeri yaratacak yeni pazar fırsatları elde etmek, değişen müşteri istek ve ihtiyaçlarına hızla cevap verebilmek rekabetçi üstünlük kazanmanın yöntemlerindendir.
Küreselleşme, işletmeler arasında rekabet koşullarını etkilemiştir. Özellikle teknolojik ilerlemeler ve küreselleşme sonucu artan tüketici tercihlerindeki özelleşme ve farklılaşmalar, küresel arenada işletmelerin geçmişe nazaran oldukça farklı rekabet stratejileri uygulamalarını gerektirmiştir (Şimşek & Akın, 2003:84). Rekabet stratejisi, bir işletmenin içinde yer aldığı sektör ya da sanayi dalını rekabet açısından çözümlemesi; ardından sektördeki rakiplerine karşı rekabet üstünlüğü sağlamak ve böylelikle işletme hedeflerine ulaşmak için yapmak istedikleri ya da yaptıklarıdır. Rekabet stratejileri üzerine yapılan çalışmalarda bir işletmenin ana hatları ile Düşük Maliyet Stratejileri, Farklılaşma Stratejileri ve bu iki yaklaşım kapsamında yalnızca belirli bir pazar kesimini hedefleyen Odaklanma Stratejileri olarak iki temel strateji izleyebileceği belirtilmektedir.
Düşük Maliyet Stratejileri: Pazarda etkin olarak rekabet edebilmek için, müşterilerin ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılarken işletmenin bütün faaliyetlerinde maliyetlerin en aza indirilmesidir (Ülgen & Mirze, 2013:258).
Farklılaşma Stratejileri: İşletmenin mal ve hizmetlerini rakiplerden değişik bir biçimde ve yüksek fiyatlarla sunarak; ortalamanın üzerinde kar etmesidir (Ülgen & Mirze, 2013: 262).
Odaklanma Stratejileri: Odaklanma, işletmenin stratejik hedefine bağlı olarak düşük maliyet durumunu veya farklılaştırmayı ya da her ikisini de kapsamaktadır (Porter, 2010: 48,49)
Rekabet stratejisinin oluşturulabilmesi; bir sanayi kolunun cazibesini belirleyecek olan rekabet kurallarının detaylı bir şekilde anlaşılabilmesine bağlıdır. Rekabet stratejisinin nihai amacı, rekabet kurallarına uyum sağlamak, daha ideal olarak bu kuralları işletme lehine değiştirmek olmalıdır. Yerel veya uluslararası olsun, mal veya hizmet üretilsin, bir sanayi kolunda rekabet kurallarını belirleyen beş rekabetçi güç vardır:
Değer Zinciri
Teknoloji ile rekabet arasındaki ilişkide değer zinciri kavramından bahsetmemek olmaz. Değer zinciri, bir işletmenin müşterilerinin ihtiyaçlarını tatmin etmek için koordine ettiği aktiviteler setini ifade edip tedarikçilerden başlayarak üretim, pazarlama ve dağıtıma kadar uzayan değer yaratma sürecini ifade eder. Diğer bir ifadeyle değer zincirindeki her halka rekabet avantajı sağlamayı hedeflemektedir. Değer zincirlerindeki farklılıklar rakipler arasındaki rekabetçi üstünlüğü sağlar. Bir işletmenin tüm değer faaliyetleri üzerinde teknolojinin etkisi vardır ve herhangi bir faaliyet üzerindeki etkisi sebebi ile teknolojik değişim rekabet üzerinde de etkili olmaktadır.
Teknolojik değişimin rekabette üstünlük sağlayabileceği durumlar ile ilgili olarak, aşağıdaki faktörler göz önünde bulundurulmalıdır:
Sonuç olarak hızla değişen teknoloji ile birlikte rekabette artmaktadır. Böylece teknolojik değişim ve rekabet arasında bir döngü oluşmaktadır. Bu rekabet şartları altında işletmelerin varlıklarını sürdürebilmeleri için kurumsal bir yapı dahilinde teknoloji yönetimi faaliyetlerine de gereken önemi vermeleri gerekmektedir. Başarıyı yakalayabilmenin ancak planlı bir ilerleme ile olacağı unutulmamalıdır.
Sonraki Bölüm: Teknoloji Yönetimi ve Değişim Araçları
Kaynakça:
TayTech Satış ve Pazarlama Müdürü