Yüzölçümünün yaklaşık yüzde 92’si deprem kuşağında yer alan Türkiye’de mevcut yapı stoğunun ciddi bir kısmının deprem yönetmeliğine uygun olmayışı birçok maddi ve manevi riski de beraberinde getiriyor. Bu gerçek karşısında yapıların dayanıklılık karnesinin bir an önce güçlendirilmesi, depreme dayanıklı ve nitelikli bina stoğunun artırılması hayati önem taşıyor. Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve çevre illeri de büyük oranda etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremin tüm Türkiye’yi derinden sarstığını hatırlatan Baumit Türkiye Genel Müdürü Mimar Atalay Özdayı, 1-7 Mart Deprem Haftası kapsamında önemli açıklamalarda bulundu.
Ülkemiz bir deprem ülkesi ve nüfusun yüzde 98’lik bölümü deprem olasılığı olan alanlar üzerinde yaşamını sürdürüyor. Bu durum hem yeni binaların depreme dayanıklı ve nitelikli yapılar olarak inşasını hem de mevcut yapı stoğunun risk faktörü yüksek olanlarının yenilenerek güçlendirmeye elverişli olanların da güçlendirilmesiyle depreme dayanıklı hale dönüştürülmesini kaçınılmaz hale getiriyor. “11 ilimizi etkileyen büyük bir deprem felaketi yaşadık. Ülkemiz için bu deprem ilk değildi ve maalesef deprem coğrafyasında bulunuyoruz, bu gerçek değiştirebileceğimiz bir şey değil” diyen Atalay Özdayı; binaların projelendirme, imalat ve denetim süreçlerinin her noktasında kamu ve özel sektör bileşenlerine çok büyük sorumluluk düştüğünü belirtti.
Doğru projelendirme, nitelikli malzeme ve doğru uygulama hayat kurtarıyor
Sürecin içindeki işveren, müteahhit, tasarımcı, onay mercii, denetimci, uygulamacı, malzeme üreticisi, malzeme satıcısı gibi her bir paydaşın sorumluluğu olduğunu dile getiren Atalay Özdayı; “Depreme dayanıklı ve nitelikli bir yapı için öncelikle doğru bir proje tasarlanarak, standartlar ve yönetmeliklere harfi harfine uyan bir mühendislik hesabı yapılmalıdır. Doğru proje, işinin ehli uygulamacılarca doğru ve nitelikli malzemelerle, imalat için tariflenen kurallar çerçevesinde imal edilmelidir. Her yapı için deprem güvenliği esastır; ancak nitelikli ve sağlıklı yaşam alanları oluşturmak için yapının taşıyıcı elemanları dışında da doğru ve nitelikli malzemeler seçilmelidir.” dedi.
Kontrol mekanizması yapının ömrü boyunca sürmeli
Baumit Türkiye olarak faaliyet gösterdikleri her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de yüksek kalitede ve nitelikli yapı malzemeleri ürettiklerini ve tüketici ile buluşturduklarını belirten Özdayı; “Yaşadığımız bu süreç kontrol mekanizmalarının işinin yapının ömrü boyunca sürmesi gerektiğini gösteriyor. Hem yapıyı kullananlar daha bilinçli hale getirilmeli hem de büyük küçük fark etmeksizin yapılacak her türlü değişiklik, onarım, yenileme gibi konularda ilk planlanan dışındaki kullanım şekilleri konusunda kontrol mekanizması sürekli çalışmalıdır.” diye ekledi.
“Isı ve su yalıtımı depreme dayanıklı yapıların performans ömrünü artırıyor”
Depremin ülkemiz için yapı tasarım, uygulama ve denetiminde en önemli faktör olması gerektiğine dikkat çeken Özdayı, “Isı ve su yalıtımı depreme dayanıklı yapıların performans ömrünü artırıyor. Depreme dayanıklı yapıların inşasının önemi kadar o yapıları nitelikli ve sağlıklı yaşam alanları haline getirmede ısı ve su yalıtımının yanı sıra ses ve yangın yalıtımı da büyük önem taşıyor. Bunların herhangi birinden yoksun bir yapının “nitelikli” olmasından bahsedilemez. Özellikle su ve ısı yalıtımı binayı depreme dayanıklı kılan taşıyıcı sistemleri üzerinde yapıyı iklimin ve dış ortam şartlarının aynı zamanda suyun yıpratıcı etkilerine karşı koruyor ve ömrünü uzatıyor.” şeklinde konuştu.