DAİRE SAKİNLERİ BİNALARINI DEPREME KARŞI HANGİ YÖNTEMLERLE TEST ETTİREBİLİR? |
Kahramanmaraş-Pazarcık 6 Şubat 2023 tarihinde saat 04.17’de Richter ölçeğine göre 7,7 Mw ve Kahramanmaraş-Elbistan 6 Şubat 2023 tarihinde saat 13.24’te Richter ölçeğine göre 7,6 Mw ile deprem gerçeğini bir kez daha acı bir şekilde ülkece hatırlamış olduk.
11 ilimizi vuran bu doğal afetle; maalesef binlerce binamız çökmüş, birçok insanımız hayatını kaybetti. Birçokları ise enkazın altında yaralı çıkartıldı. Binlerce yapımızı, ağır hasar oluşturdu.
Herkesin dilinde olan “Deprem öldürmez, bina öldürür.” cümlesi aslen konuyu çok iyi özetlemektedir.
Depreme karşı güvenilir binalarda yaşamak ne kadar önemli görülse bile, daha önemli olan güvenilir şehirlerde, hatta güvenilir bir ülkede yaşamak için tüm tedbirlerin alınması, tüm toplumdaki paydaşların olmazsa olmazı olmalıdır.
17 Ağustos 1999 Kocaeli-Gölcük depreminden sonra 09/06/2001 tarihli ve 4708 sayılı “Yapı Denetimi Hakkında Kanuna” yürürlüğe girmiş olup, bu tarihten sonra ki yapılarda “Yapı Denetim Firmaların” gözetiminde yapılar yapılmaya başlandı.
BU DEPREMLE BİRLİKTE, ÜLKEMİZDE ARTIK HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAKTI.
Kanuna göre; “Yapı Denetim Kuruluşları” denetçi mimar ve mühendisler ile yardımcı kontrol elemanları da istihdam edebilecektir. Söz konusu yardımcı kontrol elemanları, Bakanlığın belirlediği durumlarda denetçi mimar ve denetçi mühendislerin sevk ve idaresi altında yapı denetim kuruluşunda kontrol elemanı yerine görevlendirilebilecektir.
Bu kişiler de görevlendirildiği yapılarda denetçi mimar ve denetçi mühendisler ile birlikte müteselsilen sorumlu olacaklardı.
Ana problemi irdelenmesi yapılırken; deprem dayanıklılık testi göstermiştir ki aslında büyük ölçekli depremler dışındaki tüm depremlerde: binaların zarar görme sebeplerinden birisi, deprem risk raporuna uygun güvenlik ve tedbirde inşa edilmemiş olmalarıdır.
Türkiye’mizde yaşanan son depremlerin ardından pek çok vatandaş, “Oturduğum bina depreme ne kadar dayanıklı?” sorusunun cevabını aramaya başladı.
Deprem Neden Olur: Hayatımıza büyük ölçekli zarar veren depremin başlıca sebebi elbette yaşadığımız yeryüzünün altında hareket eden tektonik kayaç ve fay hatlarıdır. Dünya kabuğu, Dünya’nın çekirdeğiyle henüz bağını koparmamıştır. Bu yüzden soğuma devam ettiği müddetçe arada bir, birbirinden kopan bazı kayaçlar ve levhalar, fay hatlarının titreşmesine ve fay hattı üzerinde yer alan yerleşim alanlarının belli ölçeklerde titremesine sebep olmaktadır.
Deprem Dayanıklılık Testi Nedir: Yıkıcı etkilerinden ve zararlarından kurtulmak için deprem dayanıklılık testi, alanında ehil yetkilere ve uzmanlıklara sahip olan ve deprem dayanıklılık testi gerçekleştiren firmalara yaptırılır. Test işlemleri için öncelikle yaşadığınız binada incelemeler gerçekleştiriyor.
Yapılan incelemeler sırasında en önemli etken; binanın kaç kat ile inşa edilmiş olduğu bilgisinden hesap yapılması oluyor. Kat hesabı kapsamında uygulanan temel bir kurala bağlı olarak binanız 5 kat altında yer alan binalardan ise binanın 3 ana kolu kullanılarak deprem dayanıklılık test uygulaması sağlanırken eğer binanız 5 kat ve üzerinde yer alıyorsa 5 ana kolon üzerinden gerekli tüm test uygulamaları sağlanıyor. Mevcut kolonlar üzerinde inceleme çalışmaları için evvela donatı tespit işlemleri sağlanıyor. Deprem dayanıklılık testi sırasında donatı tespit işlemlerinin akabinde yapıdan karot örneği alımı gerçekleştirilerek testin ikinci evresine geçiliyor. Alınan tüm örnekler ile birlikte gereken incelemeler yapıldıktan sonra binanın pek çok farklı detayı da gözden geçirilerek deprem dayanıklılık testi işlemleri sürdürülüyor.
Test işleminden sonraki aşamada gerçekleştirilen bina deprem dayanıklılık testi işlemleri arasında, binanın basınca karşı dayanıklılığının test edilmesi gibi oldukça önemli bir işlem bulunuyor. Test aşamalarının tamamlanmasının ardından alınan karot örneklerinin boşalttığı yerlerde tekrar doldurma işlemi yapılırken bir sonraki aşamada ise proje üstü kontrol uygulaması sağlanıyor. Binanın yasalarımızda mevcut deprem yönetmeliğine göre uygun olarak inşa edilip edilmediğini ve dahi dayanıklılığını kontrol edebilmek için proje kontrolü yapılıyor.
Yani yapılan tüm bu deprem dayanıklılık testi işlemi sayesinde binanın ana taşıyıcıları, statik yapısı, betonarme parçaları ve inşaat malzemeleriyle beraber tüm direnç ölçümleri, yapı ölçümleri, basınç ölçümleri ve binanın kalite ölçümleri yapılıyor.
Özetle; karotla numune alma, basınç dayanım testi, karot yerinin doldurulması ve proje kontrolü yapılır. Tüm bunların sonunda rapor yazılarak süreç tamamlanmış olur.
Risk tespitinde yapılan karot alma işlemi vatandaşları tedirgin etse de konunun uzmanları karot alma işleminin bilimsel bir yöntem olduğunu ve binaya zarar verme ihtimalinin düşük olduğunu belirtmektedir.
Risk tespiti için fiyatlar daire başı olarak belirlenirken, daire başı 1.500 – 2.000 TL başlıyor.
Riskli bina tespiti yaptırmak isteyen maliklerden biri tapu kaydı ve kimlikle; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan lisanslı kuruluşlara başvurabiliyor.
Binanın riskli çıkması sonucunda yeniden inşa veya güçlendirme gibi iki seçenek bulunuyor.
Riskli yapı tespiti yapılacak binalardan karot işlemi almanın bilimsel bir yöntem; Karot alma işlemi deprem yönetmeliğine göre taşıyıcı sisteme en az geldiği noktadan alınır. Bundan dolayı da karotun binaya zarar verme ihtimali çok düşüktür.
Betonarme binaların depreme dayanıklılığının belirlenmesinde yürürlükteki güncel deprem yönetmeliği kapsamında yapılan çalışmalar, kesinlikle binaların mevcut durumunu zayıflatacak adımlar sunmaz.
Karot numuneleri, alındıkları taşıyıcı elemana dayanım bakımından zarar vermezler. Karotlar için açılan boşluklar yüksek mukavemetli özel harç malzemesiyle derhal doldurulur. Yönetmeliğe göre, bu tespitler tüm taşıyıcı elemanlarda değil, yeterli en az sayıda kolon ve perde elemanlardan alınarak yapılabilmektedir.
Karotların uygun koşullarda alındıktan sonra laboratuvara teste götürülmekte, sekiz kata kadar sadece zeminden, bina sekiz kattan fazlaysa her kattan karot alınmaktadır.
Güçlendirmeye statik, maliyet ve uygunluk analizleriyle karar verilmektedir. “Zemin, beton, demir miktarları tespit edildikten sonra binanın analizleri yapılarak bir rapor çıkıyor. Bu raporda binanın güçlendirilebileceği ya da yıkımı yapılabileceği belirtiliyor.”
Güçlendirme projesinin; bina zayıflığının kolonlarda mı yoksa genel sistemde mi hata ya da eksikliği olduğu belirlenerek deprem performansı anlaşıldıktan sonra hazırlanır.
Binaya hiç girmeden dışarıdan güçlendirmek de mümkün: Güçlendirme yapılırken binanın boşaltılıp boşaltılmayacağına o teknolojilerde hangisinin kullanılacağına ön tetkik çalışması yön veriyor.
Güçlendirmenin yıkıp tekrar bina yapmaktan daha pahalı olduğu algısının da yanlış bir algıdır. Güçlendirme işlemi yıkıp tekrar bina yapmaktan üçte biri oranında daha ucuz oluyor. Deprem sonrasında ise güçlendirilen bir bina depremden sonra yıkılır gibi bir algı var böyle bir şey de söz konusu değil. Binayı tekniğine uygun yapmazsanız çöker.
Beş Maddede Risk Tespiti:
Deprem Testi İçin Binada Yapılan Teknik Çalışmalar:
Tespit Sonucunda Ne Yapılır: Binanın riskli çıkması durumunda iki seçenek var. Yeniden inşa ya da güçlendirme.
İlgili kuruluş binaya gelerek karot örneği alarak laboratuvarda inceledikten sonra raporu düzenleyip ilçe belediyesi ve tapu sicil müdürlüğüne raporu gönderiyor.
Bina riskliyse yeniden inşa için kat maliklerinin 2/3’ü, güçlendirme için ise kat maliklerinin 4/5’i anlaşmak zorunda.
Yeniden inşa için 15 gün süre veriliyor, 15’inci günden sonra ise katılmayanların payı açık artırma ile satılıyor.
Sonrasında maliklerin bir müteahhitle anlaşıp inşa sürecini başlatması gerekiyor.
Not: Yazıdaki resimler bilgi amaçlı konulmuştur. Yayınlamasında telif ihlali anlamında sıkıntı yaşanması adına, gerekli prosedürleri yapılması yayıncı kuruluşa aittir. Teknik yazı ve/veya makale de, alıntı yapılan kaynaklar “kaynakça” kısmında belirtilmektedir. Lütfen bu konuda gerekli hassasiyeti gösteriniz.
(Magic Mechanic Meetings© yazı dizisi devam edecek )
Semih ÇALAPKULU
Makina Mühendisi
Semih ÇALAPKULU kimdir:
2002 yılında, Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makina Mühendisliği bölümü mezun olup, Makina Mühendisi lisans programını tamamlamıştır. Evli, Dilara ve Furkan isimli iki çocuğu var.
Meslek hayatına sırasıyla; Aydın Grup, Ciner Grup, Kuzu Grup ve 2024 yılı itibariyle de Zorlu ElektroMekanik Sanayi ve Ticaret A.Ş.‘de Genel Müdür pozisyonunda çalışma hayatına devam etmektedir.
Aydın Grubunda, gıda üretim prosesinde ve fabrika kurulumunda 1 senelik deneyime sahiptir.
Ciner Grubunda, madden ocağı ve filatasyon tesis kurulumunda 2,5 senelik deneyime sahiptir.
Kuzu Grubunda, İnşaat sektöründe, toplamda 12.500 adet konutta, okul, otel, arıtma tesisi, avm ve hastane işlerinin bulunduğu 17 adet ayrı projenin farklı zaman dilimlerinde yer alma şansı bularak, bu konularda 19 senelik deneyime sahip olmuştur.
Kuzu Grupta bitirdiği son proje, SeaPearl Ataköy Projesidir. Proje dört etabını (doğu etabı residence , batı etabı residence, otel etabı ve hastane etabı) bitirerek ilgili hak sahiplerine teslim edilmiştir. SeaPearl Ataköy 2,7 Milyar Amerikan Doları piyasa büyüklüğüyle, Avrupa kıtasının en büyük karma projesi olup meslek anlamda bu projeyle global çapta ciddi tecrübeye sahip olmuştur.
2024 Yılının Temmuz Ayı İtibariyle, Zorlu ElektroMekanik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdür Olarak Görevini Sürdürmeye Başlamıştır.
Zorlu ElektroMekanik her türlü, mekanik ve elektrik taahhüt firması olarak Türkiye’de ve yurt dışında faaliyet göstermektedir.
Zorlu ElektroMekanik inşaat, organize sanayi, fabrika, havalimanı, madden, petrokimya, hastane, otel, nitelikli konut, arıtma sistemleri, okul, üniversite, altyapı ve yapı projelerinin mühendislik gerektiren teknik müteahhitlik kısımlarını koordine eden 25 yıllık deneyime sahip bir firmadır. Firma farklı konseptlerde yer alan nitelikli projelerin tasarlanması, uygulanması ve işletmeye alınmasına kadar tüm süreci koordine eden, uygulayan, çok nitelikli teknik personele sahip olmasından dolayı, bu süreci global anlamda yöneten bir firma olarak tüm rakiplerine göre ön plana çıkmaktadır.
Zorlu ElektroMekanik hizmet ürettiği tüm dallarda; zamanında, kaliteli, enerji verimliliği yüksek, sürdürülebilir anlayışı önde planda olan, işletme maliyetlerini gözeterek tasarlama ile yapmayı ön planda tutan ve ekonomik bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlayarak, azami seviyede müşteri memnuniyetinin sağlanması birinci önceliğidir.
Proje, imalat, montaj ve diğer hizmetler için çalışırken, teknolojiyi sürekli takip ederek her zaman rakiplerinden çok daha önünde olmaya çalışmaktadır.
Firma önümüzdeki 5 sene içinde dünyanın ilk 10’a girmeyi hedefleyerek tüm enerjisini bu minvalde harcamaktadır.
( https://www.zorluelektromekanik.com.tr/tr/ )
ÇALAPKULU, 2019 yılından itibaren; teknik yazıları, teknik makaleleri ve serbest yazıları 60’ı aşkın yerden yayınlanmıştır.
Bunların bir kısmı: MMO, TTMD, TESYÖN, MTMD, MÜKAD, İnşaat Yatırım Dergisi, Sanayi Gazetesi, Sektörüm Dergisi, Mechanic Dergisi, Şantiye Dergisi, Termoklima Dergisi, İnşaat Tedariği Dergisi, Enerji ve Tesisat, Medya Siirt, Baret Dergisi, Akıllı Binam, DTK, Ankaranın Sesi, ST Endüstri Dergileri, Mühendistan, Termodinamik Dergisi, Birleşim Dergisi, İlkses Gazetesi, Siirt Gazetesi, ESSİAD, TMMOB Dergileri, Mühendis Beyinler, ZeroBuild Journal, Sektörel Yayıncılık, İnşaat Dünyası, İnşaport, Doğa Yayın, Hvac360, Emlak Kulisi, ST Endüstri Dergileri, B2B Dergileri’dir.
2020 yılından itibaren, ZeroBuild’te yönetim sekretaryası içinde olup, ZeroBuild Summit’te Makina Mühendisleri Ağı Lideri olarak faaliyetlerini yürütmektedir.
2021 yılından itibaren, Fırat Üniversitesi Makina Mühendisliği Danışman Kurulu üyesidir.
2022 yılında kurulan, Uluslararası Tesis Yöneticileri Derneği’nde kurucu üyesidir.
2022 yılından itibaren, TESYÖN Kurucu Yönetim Kurulu üyesidir.
Yirmi seneyi aşkın sürede; inşaat sektörü başta olmak üzere, elektromekanik, maden sektörü, prosesler, petrokimya tesisleri, arıtma tesisleri ve üretim başta olmak üzere birçok alanda çalışarak ilgili sektörlerde global anlamda tecrübe sahibi olmuştur.