BİLİM TARİHİ VE BİLİM İNSANLARI |
KÜF
ve
A.F.
A.F. doğduğunda (1881), hastalıklara sebep olan bakterilerin korkunç bir öldürme gücü vardı. Bu , muhtemelen bakterilerin öldürücü olması nedeniyle değil, o dönemlerde uygulanan tedavi ve yöntemlerin sağlıksız olması nedeniyleydi. O kadar ki gül’ün dikeni bile kişiyi öldürmeye yetebilirdi. (*)
A.F. 6 Ağustos 1881 yılında İskoçya’nın Lochfield şehrinde çiftçi bir ailenin 8 çocuğundan yedincisi olarak dünyaya gelmiştir. Babası çok fakir olmasına rağmen, A.F. iyi bir eğitim almıştır, ki bunun da ilginç bir hikayesi vardır. Babası günlerden bir gün tarlada çalışırken bir çocuk çığlığı duyar. Hemen sesin geldiği yere koşar. Bi bakar ki beline kadar bataklığa batmış bir çocuk, kurtulmak için çırpınıp duruyor. Çocuk çırpındıkça bataklığa saplanıyor. Bir taraftan da avazı çıktığı kadar bağırıyor. Çiftçi çocuğu bataklıktan çıkarır ve ölümden kurtarır. Ertesi gün fakir çiftçinin evinin önüne gelen gösterişli arabadan şık giyimli bir aristokrat iner. Çiftçinin kurtardığı çocuğun babası olarak tanıtır kendini. Oğlumu kurtardınız, size bunun karşılığını vermek istiyorum, der. Yoksul ve onurlu çiftçi kabul edemem diyerek ödülü geri çevirir. Tam bu sırada kapıda çiftçinin küçük oğlu görünür. Aristokrat bu senin oğlun mu diye sorar, çiftçi gururla evet, der. Aristokrat devam eder: “Gel seninle bir anlaşma yapalım. Oğlunu bana ver, iyi bir eğitim almasını sağlayayım. Eğer karakteri babasına benziyorsa ileride gurur duyacağın bir kişi olur.” Bu konuşmalar sonunda ikna olan fakir çiftçi, oğlunu aristokratın desteğinde eğitime gönderir. Aradan yıllar geçtikten sonra fakir çiftçinin oğlu A.F. Londra’daki St. Mari’s Hospital Tıp Fakültesi’nden mezun olacak ve tıp dünyasında devrim yaratacak bir keşfe imza atacaktır. İlginç bir tesadüftür ki kendisini okutan aristokratın zatürreye yakalanan oğlu, A.F.‘nin buluşu sayesinde hayatta kalacaktır.
Eğitimini Aristokrat’tan aldığı destekle tamamlamaya çalışan A.F’nin , küçük yaşta babasını kaybetmesi O’nu derinden üzmüş ve ailesine destek olmak için bir gemicilik şirketinde kâtip olarak çalışmaya başlamıştır. 19 yaşında orduya yazılarak Güney Afrika Savaşları’na katılmak istemiş, fakat savaş sona erdiği için orduya katılamamış ve işine devam etmek zorunda kalmıştır. A.F. çalıştığı işi sevememiş, daha ileri bir eğitim almak istemiş ve tıp fakültesi için açılan bursluluk sınavlarını kazanarak, 21 yaşında amcasının da desteğiyle Londra Tıp Fakültesi’nde eğitimine başlamıştır. 25 yaşında çok başarılı bir öğrencilik sonrasında da hekimlik diplomasını almıştır. Orduya katılmayı daha önceleri de arzulayan A.F. Birinci Dünya Savaşı’nda orduda hizmet görmüş ve yüzbaşılığa kadar yükselmiştir.
Savaş sonrasında cerrahi dersler vermeye başlamıştır. Savaş sırasında gördüğü ve tedaviye çalıştığı sayısız asker yaraları, O’nu bakteriyoloji ile ilgilenmeye yöneltmiştir. Özellikle yaraların kimyasal yolla tedavisi üzerinde duran A.F, bir zamanlar frengi tedavisinde de kullanılan bir maddeyi, İngiltere’de ilk kullanan hekim olmuştur. A.F., savaş sırasında yaraların kimyasal maddelerle tedavisi üzerinde çok çalışmış fakat bunları tedavi yönünden pek yararlı bulmamıştır. Savaşın bitiminden sonra St. Mary’s Hospital’a geri dönmüş ve çalışmalarını antiseptikler üzerinde yoğunlaştırmıştır. Savaş içinde başladığı araştırmalarını sürdüren A.F. 1922 yılında “Lisoziın” adlı proteini bulmuştur. Bu protein, gözyaşı ve mukoza içinde de vardır ve bakteri öldürme özelliğine sahiptir. A.F‘in bu çalışması, bakteri öldüren başka maddeleri arama yolunu da açmıştır. Tıp öğrencisi olduğu okula 47 yaşındayken bakteriyoloji profesörü olarak atanan A.F., bakteriler üzerindeki çalışmalarını sürdürmüştür.
Bir gün, üzerinde araştırma yaptığı bir mikroorganizma kültürü tüpünün kapağını kapamayı unutmuş birkaç gün sonra kültüre baktığında, bazı yerlere mantarların yerleşmiş olduğunu görmüştür. Bunda şaşılacak bir şey yoktur. Çünkü önceki deneyimlerin de yeterince korunmayan kültürlerin bozulduğunu çok görmüştür. Fakat burada dikkati çeken bir düzen vardır. Aynen matematik problemlerin çözülmesinde var olan düzenin fark edilmesi gibi, A.F. de mantar kümeleri çevresinde mikropsuz bölgeler oluştuğunu görmüştür. Mikroskopla yaptığı inceleme sonunda, buralarda mikropların öldüklerini ve hatta yenilerinin yerleşmediklerini görmüştür. Bu, birkaç gün kapalı yerde tutulan ekmek üzerinde görülen küfün benzeridir. Küfün salgıladığı bazı maddelerin bakterileri öldürdüğünü ve büyümelerini önlediğini düşünen (ve dahi ispat eden ) ve bakmak ile görmek arasında ki farkı ortaya koyan, Tıp Bilim Tarihinde çığır açan;
ALEXANDER FLEMING
bulduğu bu maddeye
“PENiSiLiN”
adını vermiştir. (**)
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoş çakalın.
Kaynak :50 Bilim İnsanıyla Bilimin Kısa Tarihi / PETER MOORE / ORENDA Kitap Syf : 118
Kaynak; Bilime Yön Verenler / Prof. Dr. Yüksel ÖZDEMİR / nobel / Syf : 33-36
Fraktal Mühendislik Kurucusu